4 Eylül 2011 Pazar

babam yanımızdaydı.

Anlattığım ve bundan sonra anlatacağım olayların hemen hemen hepsinde babam aramızda değil.Ama bu olayda yaşıyordu,yanımızdaydı.Benim kolumun kırılmasını daha önce yazmıştım.Abim tarafından kırılmıştı.Benim olayımın sabahında ablamın kolu kırılmıştı.Sabah erken saatte evin önünü süpürmek için sulamış,daha sonrada ıslak zemine basıp kaymıştı.Yerden kaldırdığımızda ablam kolunu tutuyordu.Ozamanlar bu işlere bakan kırıkçı çıkıkçılar vardı.Hastaneye gidilmezdi.Annem,ablamı kırıkçıya gitmek için ikna edemedi.Aynı gün içinde bende kolumu kırınca,akşam babam geldiğinde"yarın kırıkçı Pehlivanı çağıralım"dedi.Ablamla bende bir korkuki sormayın.Sabah beklenen kişi geldi adı üstünde Pehlivan,iri yarı adam.Ben ağlıyorum dokunmasın diye,dokunmak ne kelime,kolumuzu bükecek,yerine oturtacak.Öyle söylüyor.Neyse ben feryat figan,yaptırmam diyorum.Ablam sessiz,kaderine razı bekliyor.Beni sakinleştirmek için"önce ablanınkini yapalım,korkulacak birşey yok göreceksin"dediler.Aman allahım ablamı ele bir aldı,bacaklarının arasına sıkıştırdı,kolunu çeviriyor.Ablam acıdan ağlıyor.Birde alçı yerine tuzlu hamur yapıp kola sarıyor.Ben oralarda dururmuyum?Kaçıyorum,tutup tekrar getiriyorlar.Ablamın kolunu hamurla sararlarken nereden kaçayım diye bakınıyorum,etrafımızı sarmışlar.Bende yere oturdum,sonra dikkatlerini benim üzerimden çekip,ağlayan ablama çevirince,bacaklarının arasından kaçmaya çalıştım.Tabiiki yine yakaladılar ve Pehlivan'ın önüne oturttular.İşte kıyamet o zaman koptu,benim çığlığım ortalığı yıkıyor.Sonuç,ikimizinde kolu meşhur hamurla sarılı,evin içinde gezip aynı yatakta yattık.Babam ikimizide oyalamak için,acımızı azaltmak için etrafımızda döndü.Babam bana hep"Gülle kızım"derdi.Gülle kızım dayanır dediğinde,acımı belli etmemeye çalışıyordum,babamın dayanıklı kızıydım.Benim bu cesaretli halimi seviyordu herhalde.Kollar iyileşti,herzamanki yaramazlıklara devam.Babamla aramdaki bu güzel bağa değinmişken,beraber yapmaktan zevk aldığım,akşamları beraber çay içmekti.Babam çayı çok severdi,en büyük keyfi eve geldiğinde demli çay içmekti.Bende yanına oturudum,bir bardak çayda bana dolduruduk.Sende benim gibi çayı seveceksin,derdi.Sabah işe gittiğinde,yada seyahate çıktığında anneme"benim çay hakkımı gülle kızıma ver"derdi.Gerçektende çayı çok seviyorum,belkide babamla paylaştığım için.İçtiğim her çayon bir bardağı babam için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder