3 Eylül 2011 Cumartesi

bir doğum ve mucizeler

Birazcık başa dönmek istiyorum,ama oldukça başa.Bu benim tanık olmadığım ama anlatılan bir olay.Yüksel abimin doğumu.Üç çocuğun ölümünden sonra annemin abime olan hamileliği 7 ayda bitiyor,yani abim 7 aylık.Gününü tamamlamamış ufak bir bebek,annemle babam yine bir korku içinde,ya bunada birşey olursa?Babam kurban kesiyor,adağını yerine getiriyor.bu zamanda erken doğum artık problem değil,hatta çok çok erken doğumlar bile.Bebekler küvezde gününü tamamlıyor değilmi?Peki 1958 yılında,Kars'ın bir köyünde,küvez olma olasılığı varmıdır?Yoktur değilmi?İşte burada bizim insanlarımızın pratik zekası ortaya çıkıyor.Köyün yaşça büyük,güngörmüş kadınlarından,Saltanat nene bebeği bir kazanın altına pamuklar içinde koyuyor,sadece anneyi emmek için kucağa alınıyor.Bir nevi küvez işlemi yapılıyor.Abim 2 ay kazan altında kalıp gününü tamamlıyor ve tosun gibi bir bebek oluyor.Evet,bizim abimiz,belli bir zaman sonrasında babamızın yerini alan,hepimizin imdadına hala yetişebilen(ki bunu nasıl yapabiliyor şaşırıyorum)hareketliliğinden,yakışıklılığından hiçbirşey kaybetmeyen Yüksel,böylesine mucizevi bir şekilde hayata asılmış.O bizlere fedakarlık yaptıkça biz büyüdük.Kendisi büyümeden,gençlik yıllarından zevk alamadan,hepimizle tek tek uğraştı,ilgilendi.Bu kadar büyük sabır,sahiplenme duygusu..Acaba kazanın altındamı bir keramet vardı?Abim benim,hepimizin kahramanı.Onu çok çok seviyorum,seviyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder